Meyve Ağaçlarında Soğuk Zararı ve Etkin Korunma Yollarından "Hareketli Sisleme Sistemi”
Meyve üretimi ve meyve üretim alanları tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de artmaktadır. Bu artış hem nüfusun artışından hem de gelir ve refah seviyesi arttıkça meyveye karşı duyulan talebin artmasından kaynaklanmaktadır.
Dünyamızın son yıllarda yaşadığı ve daha bir süre yaşayacağı belli olan küresel ısınma sonucunda iklim şartlarında bazı dengesizlikler doğmakta ve tabii afetler gerek sayı olarak gerekse şiddet olarak artmaktadır. Meyve yetiştirilen alanlar ise zaten var olan soğuk risklerine daha fazla maruz kalmakta, oluşan zararın boyutları ise daha da büyümektedir.
Ağaçlarda Üşüme İsteği
Özellikle yaprağını döken meyve ağaçlarında cins ve çeşitlere göre değişiklik gösteren “üşüme istekleri” vardır. Kış mevsiminde oluşan bu üşüme isteği arzu edilen bir olaydır. Zira ağaçlar kışın belli sürelerle üşüme periyodunu geçirmedikleri takdirde ilkbaharda tomurcuklanma, çiçek açma, döllenme ve meyve bağlama süreçlerinde olumsuzluklar olabilmektedir.
Üşüme periyodunun ağaçlar yönünden sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için yaz bitiminden itibaren havaların yavaş yavaş soğuması gerekmektedir. Bu durumda ağaçlar da kendilerini gittikçe soğuyan hava sıcaklıklarına hazırlayacaktır. Yani bitki bünyesinde gerekli fizyolojik değişiklikler oluşacak, ağaçlar kışın soğuklarına kendilerini hazırlayacaklardır. Kış dönemindeki bölgeye göre oluşan soğuklardan ve ağaçların üşüme ihtiyacının karşılamasından sonra çevre sıcaklığı yeniden yükselecek ve ağaçlar da ilkbahar ve yaz şartlarına kendilerini adapte ederek mevsimsel gelişmelerini göstereceklerdir.
Ağaçlarda Soğuk Zararı
Kısaca anlatılmaya çalışılan ve sonbaharda sıcaklıkların düşmeye başlaması ve ilkbaharda yeniden yükselmesi belirli bir düzen içinde oluşursa meyve ağaçları bu gelişmelere kendilerini uyarlar ve bundan (üşüme isteklerinin karşılanması açısından) faydalanırlar. Fakat bu süreçte meydana gelebilecek ani değişmeler ağaçları olumsuz etkileyebilecektir.
Ağaçların soğuktan olumsuz etkilenmeleri üç bölümde incelenebilir.
Birincisi; sonbaharın gelmesiyle, fakat ağaçların kendilerini yeteri kadar soğuk şartlara hazırlamadan oluşabilecek düşük sıcaklıklarda ağaçlar zarar görebilir. (Sonbahar erken donları)
İkincisi; kış aylarında her cins ve çeşitten ağacın dayanabileceği soğuk derecelerinden daha düşük derecede oluşabilecek düşük sıcaklıklardan zarar görebilir. (Kışın aşırı soğuğu)
Üçüncüsü ise; ilkbaharda ağaçların fizyolojik yönden son derece faal ve duyarlı oldukları dönemde oluşabilecek ani değişimler veya düşük sıcaklıklardan olumsuz etkilenmedir. (İlkbahar geç donları)
Belirtilen üç riskli dönem içerisinde en yaygın ve şiddetli zararlanma dönemi üçüncü sırada sayılan ilkbahar geç donlarıdır. Örnek vermek gerekirse; kış mevsiminde yani ağaçların uyku dönemlerinde elma, erik ve kiraz ağaçları yaklaşık – 30°C’ ye, armut ve şeftali yaklaşık – 25°’C’ ye dayanabilirken, ağaçlar tomurcuk dönemine girdiklerinde 0°C sıcaklıkta tomurcukların ortalama % 12 – 17 si, - 3°C’ de ise % 60 – 80 i zarar görmektedir.
Soğuktan (daha çok kullanılan kelimeyle dondan) zarar görme sıklıkla ilkbahar geç donlarından kaynaklandığından bu güne kadar yapılan çalışmalar ve alınan tedbirler de bu zaman diliminde oluşan soğuklardan korunma üzerine yoğunlaşmıştır.
Soğuktan Zarar Görme Fizyolojisi
Bitkilerin soğuktan (dondan) neden zarar gördüğü şöyle açıklanabilir. Bitkilerin bünyelerinde yüksek oranda su vardır. Çevre sıcaklığı donma noktasının altına düştüğünde hücrelerdeki su da donar. Bilindiği gibi donan suyun hacmi artar ve bu nedenle hücre duvarları yırtılır. Böylece hücreler hayatiyetini kaybeder. Eğer zarar gören kısım; çiçek ise tozlanıp meyveye dönüşemez, dal ise ağacın o dalı kurur, daha da kötüsü ağacın gövdesi ve kökleri ise ağaç tamamen canlılığını kaybeder. Ağaçların kışın oldukça düşük sıcaklıklara maruz kalmalarına karşın zarar görmemelerinin nedeni ise sonbaharda havaların soğumaya başlaması ile birlikte bitkilerin de bünyelerinde gerekli değişikliği yaparak (bazı bitkilerde yapraklarını dökerek, hücrelerindeki su miktarını azaltarak, hücre özsuyunun yoğunluğunu artırıcı tedbirler alarak donma noktasının düşürülmesinin temin edilmesi gibi) tedbir almalarıdır. Bitkiler sonbaharda soğuğa karşı gerekli hazırlığı yapmadan düşük sıcaklığa maruz kalmaları halinde soğuktan zarar görürler. Kışın her bitkinin dayanabileceği en düşük sıcaklıktan daha aşağıya düşen sıcaklık derecelerinde zarar görürler. İlkbaharda ise havaların ısınması ile bitkiler bünyelerindeki değişikliği kısmen veya tamamen yaptıktan sonra ani sıcaklık düşüklüğünde yine yukarıda açıklandığı şekilde zarar görürler.
Dondan Korunma Yöntemleri
Dondan korunma yöntemlerini iki grup altında toplamak mümkündür.
Pasif yöntemler:
Yer ve meyve çeşidi seçimi: Sık sık don tehlikesi olan yerlerde meyvecilik yapılmayabilir veya oluşabilecek sıcaklıklara dayanabilen cins ve çeşitler kullanılabilir.
Bitki idaresi: Bitkilere ve çevreye uygulanabilecek bazı işlemler (budama, gübreleme, toprağın işlenmesi, kimyasal kullanımı gibi) ağaçların don olayına karşı direncini arttırabilir veya zararı hafifletebilir.
Rüzgâr kıran ağaçların yetiştirilmesi: Eğer bölgeye soğuk hava dalgası rüzgârlarla taşınıyorsa bu yöne uzun boylu ağaçların dikilmesi rüzgârı ve etkisini azaltacaktır.
Aktif yöntemler:
Atmosfere giden radyasyonun önlenmesi: Akşam saatlerinden itibaren ortam sıcaklığının düşmeye başlaması ile toprak yüzeyinden (ısınan havanın yükseleceği kuralına uygun olarak) atmosfere radyasyon yolu ile sıcaklık kaybı oluşur. Sonuçta hava sıcaklığının düşmesinin şiddetine göre toprak ve ağaçların içinde bulunduğu seviyedeki ortam soğur ve sıcak hava ağaçların seviyesini de geçerek atmosferde yükselir. Diğer taraftan bilinmektedir ki ortamda var olan veya oluşturulacak olan bir duman veya sis tabakası bu yükselmeyi durdurur ve ortamın aşırı soğumasını önler.
Havanın karıştırılması: Hava sıcaklığının aşırı düşeceğinin tahmin edildiği günlerde gece boyunca daha önce araziye tesis edilmiş bulunan fanların çalıştırılarak toprak yüzeyinde birikme eğilimi gösteren soğuk havanın karıştırılması ve yerine ılık havanın getirilmesi esasına dayanır.
Ortam ve bitkilerin ısıtılması: Meyve bahçesinin değişik yerlerine parafin sobası, saman balyaları veya eski otomobil lastikleri yerleştirilerek yakılması ortam sıcaklığını az da olsa arttıracaktır. Bu noktada ortam sıcaklığını arttırırken çevreye ne tür zarar verildiği, kirlilik yaratıldığı değerlendirilmelidir.
Su uygulaması: Don olayının gerçekleşeceğinin tahmin edildiği gecelerde bahçenin yağmurlama sulama ile veya sadece daha önce hazırlanacak kanallardan su dolaştırarak sulanması yoluyla sıcaklığın aşırı düşmesine engel olunmaya çalışılır.
Çiçeklenmeyi geciktirme: Bahçe içerisine zaman zaman kar ve buz kalıpları yerleştirerek gündüzleri de bir miktar sıcaklığın düşürülmesi ve böylece ağaçların çiçek açmalarının geciktirilmesi hedeflenir.
Hormon uygulaması: Erken ilkbaharda ağaçlara bazı kimyasallar uygulayarak düşük hava sıcaklıklarına dayanma gücü kazandırılması esaslı bir uygulamadır (bitki antifirizi). Bitki bünyesinde oluşturulacak değişikliklerin doğal yollarla değil suni yollarla temin edilmesi ve bu amaçla hormon kullanılmasının fayda ve zararları tartışılabilecek bir durumdur.
Kısaca değinilen bu pasif ve aktif yöntemlerin hepsinin de olumlu/olumsuz, kuvvetli/zayıf yönleri vardır. Bu yazıda üzerinde daha detaylı olarak durulmak istenen yöntem “atmosfere giden radyasyonun önlenmesi” yöntemidir. Yöntemin esası; hava sıcaklığının ağaçların veya çiçeklerin dayanabileceği seviyelerin altına düşeceğinin tahmin edildiği günlerde akşam saatlerinden başlayarak ve gerekirse gece boyunca meyve ağaçları arasında suni bir sis tabakası oluşturmak ve böylece radyasyonu önlemektir.
Bunu sağlamanın iki yolu vardır. Birincisi ağaçlar arasına tesis edilecek sabit hatlar üzerine su zerrecikleri temin edecek memeler monte ederek gerektiğinde çalıştırmak ve bir sis tabakası elde etmektir. Fakat FAO’nun dokümanında da (www.fao.org/docrep/008/.. Bölüm 7.14) açıkça ifade edildiği gibi “bu sistemin yatırım tutarı oldukça yüksektir.” İkincisi ve bu yazıda dikkat çekilmek istenen konu ise traktörle çekilebilen hareketli bir çatı üzerine bu memeleri yerleştirerek gerektiğinde meyve bahçesi içerisinde sıralar arasında dolaştırmak ve
sis üretmektir. (Özel ismiyle “Hareketli Sisleme Sistemi”) Traktörün hangi aralıklarla dolaştırılacağı sis makinesinin iş genişliği yani etkili sis üretim mesafesi ile ilgilidir.
Hareketli Sisleme Sistemi
Uygulamada traktörün arkasına bağlanacak bir makine ile uygun büyüklükte su zerrecikleri atmosfere püskürtülecektir. Böylece oluşacak sis tabakası toprağı adeta bir yorgan gibi örtecek ve topraktan atmosfere doğru oluşacak ısı kaybına (radyasyona) engel olacaktır. Yine FAO yayınlarında değinildiği gibi “Tabii sisin bitkileri donmaya karşı koruduğu bilinmektedir. Yapay olarak üretilen sis tabakası da don zararına karşı koruyucu bir metot olarak üzerinden çalışılmıştır.” Diğer taraftan gece boyunca ve gerektiği kadar işleme devam edilerek ortama suyun temin edildiği kaynağın sıcaklığına bağlı olarak fakat her durumda ortam sıcaklığından daha yüksek bir sıcaklığa sahip su zerrecikleri püskürterek ortamın sıcaklığının olabildiğince yüksek muhafaza edilmesine çalışmaktır.
Bilindiği gibi 1 gram su 1°C soğurken çevresine 1 cal. enerji verir. Hatta pülverize edilen su zerreciklerinin donması daha da etkilidir. 1 gr. su donarken çevresine 80 cal. enerji verir ve ortam sıcaklığının yüksek tutulmasında etkili olur. Zaten gerek kış şartlarında ve oldukça düşük sıcaklıklarda, gerekse sonbahar ve ilkbaharda oluşacak kritik sıcaklık düşüşlerinde ortamda sağlanacak birkaç derecelik sıcaklık artışı ağaçların mevcut dönemdeki soğuklardan zarar görmesini önleyecek veya azaltacaktır. Yukarıda bazı meyve ağaçlarının 0°C ve – 3°C de görebilecekleri zarar örnek olarak verilmiştir. 3°C’ lik bir artış zararı % 60 – 80 den % 12 – 17’ye düşürebilecektir.
Sistemin Üstünlükleri
“Hareketli Sisleme Sistemi” herhangi bir sabit tesis gerektirmez. Yukarıda konu edilen havanın karıştırılması seçeneğinde meyve bahçesi içerisine büyük fanların yerleştirilmesi büyük yatırım, enerji kullanımı ve yer kaybı anlamına gelmektedir. Hâlbuki bu yazıda konu edilen ve sis tabakası oluşturmaya yarayan makine, kullanılmadığı zaman alet makine parkında bulundurulup sadece kullanılacağı zaman traktör arkasına bağlanıp kullanılabilir.
Meyvecilik yapan çiftçilerin tamamına yakın kısmının traktörü ve önemli bir kısmının da traktörün arkasına bağlanarak çekilen ve traktörden güç alarak çalışan ilaçlama makinelerinin mevcut olduğu düşünüldüğünde; yetiştiricinin yapacağı masrafın tamamı ya sadece üzerinde su zerrecikleri oluşturan memelerin bulunduğu çatıyı satın alarak mevcut ilaçlama makinesine monte etmek veya çatı ile depoyu birlikte satın alarak kullanmak olacaktır.
Sistem çevrecidir. Aşırı sıcaklık düşüşünü (don zararını) önlemek için kullanılan madde sadece her yetiştiricinin kolayca ulaşabileceği sınırlı miktardaki kuyu, nehir veya havuz suyudur. Suyun sıcaklığının daha yüksek olabileceği düşünüldüğünde mevcut olan yerlerde kuyu suyu tercih edilmelidir. İşletme masrafları düşüktür. Sözü edilen uygulamanın yapılabilmesi için harcanacak enerji kaynağı birkaç saatliğine çalışacak traktörün kullanacağı yakıttan ibarettir.
Sistemin Gideri (Masrafı)
Meyve bahçelerinde don ihtimalinin belirdiği gecelerde hava genellikle durgundur. Yani rüzgâr azdır. Zaten rüzgârın kuvvetli olması demek hava tabakasının karışması ve aşırı soğukların oluşmaması demektir. Bu nedenle sis oluşturan ekipmanın aynı noktadan 40 dakikada bir kez geçmesi yeterli olacaktır. Traktörün bahçe içinde ve bir tankeri çekerken ortalama 5 km/saat hızla gideceği düşünülürse böyle bir sistemin 40 dekarlık bir alanı dondan koruyabileceği hesaplanmıştır.
“Hareketli sisleme sistemi”nde 140 meme (nozzle) bulunmaktadır. Normal çalışma şartlarında 1 ton su 1saat sis üretmesine yetmektedir. Tankerde su bittiğinde su kaynağına gidip tankeri yeniden doldurmak gerekecektir.
Sonuç olarak “Hareketli Sisleme Sistemi”nin işletme masrafı düşüktür. Sözü edilen uygulamanın yapılabilmesi için harcanacak enerji kaynağı birkaç saatliğine çalışacak traktörün kullanacağı yakıttan ibarettir. Su dolu tankı çekebilecek orta büyüklükteki bir traktörün yük altında ve saatte ortalama 5 litre mazot yakacağı ve bir gecede 6 saat (gece 23.00 den sabah 05.00 a kadar) çalışacağı varsayılırsa sistemin bir gecelik işletme gideri 30 litre mazottan ibarettir.
Alternatif Kullanım İmkânları
Hareketli Sisleme Sisteminin bir diğer kullanım imkânı yaz aylarında sıcaklığın aşırı yükseldiği zamanlarda kullanılabilmesidir. Tüm bitkiler için olmakla birlikte özellikle meyve ağaçları için eskiden beri var olan fakat son yıllarda küresel ısınma ile daha da önem kazanan bir tehlike de yazın sıcaklığın ağaçların zarar görebileceği derecede aşırı yükselmesidir. Sıcaklığın aşırı yükselmesi ve aşırı güneşlenme meyve ağaçlarında bazı fizyolojik rahatsızlıklara ve hastalık ve zararlıların çoğalmasına yol açabilir. Ağaç gövdeleri ve dallarının çatlaması ve lekeler oluşması, yaprakların buruşması, meyvelerde şekil bozuklukları, lekeler ve yüksek sıcaklıkta salgın yapan bazı hastalık ve zararlılar bu duruma örnek gösterilebilir.
Diğer mevsimlerde olduğunun aksine yaz aylarında hava sıcaklığının çok yükseldiği zamanlarda bu yazıya konu edilen makine çalıştırılarak meyve ağaçları arasında dolaşıldığında çevreye püskürtülen su zerrecikleri çabucak buharlaşarak çevreden ısı alacak ve böylece ortam sıcaklığını birkaç derece düşürecektir. Sonuçta ağaçların aşırı sıcaklık yükselmeleri ve aşırı güneşlenmeden doğacak zararların önlenmesi sağlanmış olacaktır.
Kaynaklar:
1. Asma, Murat Bayram (2000) Kayısı Yetiştiriciliği. İnönü Üniversitesi Araştırma ve Fon Saymanlığı AFS/12. Evin Ofset-Malatya
2. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
www.meteoroloji.gov.tr/2006/
3. Bazı Meyve Kültürlerinde Üşüme İstekleri ve Don Riski. Hasad Bitkisel Üretim Dergisi Ocak 2005 Sayı 236 Sayfa:14
4. Doğanay, Ünal (2000) Şeftali, Nektarin ve Erik Yetiştiriciliği. Hasad Yayıncılık Ltd. Şti.
5. FAO Corporate Document Repository, Environment and Natural Resources Series 10.
www.fao.org/docrep
6. FAO Frost Protection: fundamentals, practice, and economics- Volume 1 http://www.fao.org/docrep/008/y7223e/y7223e0d.htm
7. FAO Frost Protection: fundamentals, practice, and economics – Volume 2 http://www.fao.org/docrep/008/y7223e/y7223e0d.htm
8. Gürbüz, Cenani (1977) Elma Ziraati ve Türkiye Elma Çeşitleri. Ongun Kardeşler Matbaacılık Sanayii-Ankara
9. Kiraz ve Vişne Yetiştiriciliği (2005) Hasad Yayıncılık Ltd. Şti.
10. Kütevin, Ziya – Kütevin Eshar (1990) Meyvecilik Genel Meyve Tarımı Prensipleri ve Pratik Meyvecilik Yöntemleri. İnkılâp Kitapevi
11. Özçağıran, Rahmi ve diğerleri (2004) Ilıman İklim Meyve Türleri Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No:556
Aydın Şener
Ziraat Yük. Mühendisi